Hamas “ateşkese varım” dedi. İsrail saldırdı… Kimine göre pazarlıkta el yükseltme hesabı, kimine göre de baskılarla Netanyahu yumuşasa dahi ortakları asla yanaşmıyor. Öyle ya da böyle an itibarıyla pozisyon değişikliği yok. Netanyahu Gazze’yi, bölgeyi hepten Filistinsizleştirme planını uygulamaya devam ediyor… Dünyanın gözü önünde aylardır yaptığı gibi Refah’ı da taş üstünde taş bırakmayacak şekilde insanlarla birlikte yok etmek niyetinde. Katliam yapıyor, suları, toprağı kirletiyor, bölgeyi yaşanmaz hale getiriyor. Gazze Şeridi’ndeki insani durumu daha da kötüleştirmeyi amaçlıyor. Niyesi belli. Refah bölgesinin kuzeyinde, Mevasi’de ve Han Yunus güneyinde inşa edilen çadır kentlere Filistinlileri gitmeye zorluyor. “Bakın orası güvenli, hem yiyecek, içecek su da var” diyerek. Tabii en baştan beri dile getirdiği, “Burada Hamas’ı sıkıştırdım onlarla mücadele edip rehineleri kurtarmam lazım” palavrasıyla… Malum 7 Ekim’den bu yana yaptığı her katliama gerekçe olarak bunu öne sürdü. Hastaneleri, kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşürdüğü çoluk, çocuk Filistinli sivillerin sığındığı BM bayrağı dalgalanan kampları, camileri, kiliseleri bombaladı, yerle bir etti, 40 bine yakın insanı katletti. Yakaladığı tek bir Hamaslı kurtardığı tek bir rehine yok. İnsanların vicdanları, aklıyla dalga geçerek soykırım yaptı, yapıyor açıkçası… Ama bir yandan da ateşkes müzakerelerini yürütüyor, sanki öyle bir niyeti varmış gibi görünüyor hiç utanmadan…
***
Netanyahu’yu ancak o durdurur denilen ABD’de yine seyirci pozisyonunda. Bildik ben elimden geleni yapıyorum ama Netanyahu dinlemiyor” masalını anlatıyor. Ülkesindeki İsrail’in katliamına yönelik tepkiler nedeniyle sıkışan Biden, yaptığı açıklamalarda sürekli “Refah’ta sivillere zarar verecek bir operasyona asla izin vermeyeceğiz, kesinlikle karşıyız” diyor ama olanlar da ortada… Gazze bombalanıyor, tanklar yürüyor kan, gözyaşı devam ediyor. Kaldı ki Biden’in sözleri ne demek? Sivillere zarar vermeyecek bir operasyon yapabilirsin, ona asla karşı değilim. Nitekim ABD’nin daha önceleri insani ara diye nitelendirdiği şimdilerde de 6 haftalık ya da belli süreli ateşkes öngörüsü, düşüncesi de bir kalıcı ateşkesi ve barışa giden yolu falan işaret etmiyor…Daha çok eğer geçici bir ateşkes olursa İsrail’e “şu andaki kazandığı durumu geriletmeyecek birtakım çalışmalar da yapabilirsin” anlamında. Mesela sivillerin tahliyesi ateşkesi bozar mı? Yine bir ateşkes durumu olursa o süre içinde rehine kurtarma ya da Hamas liderlerine diye nokta atışı şeklinde bir operasyon yapmayacağının garantisi var mı? Ya da bölgede bir kontrol gücü söz konusu olacak mı? Bunlar konuşulmuyorsa, yoksa o zaman ateşkes de yok demektir zaten… Hele de İsrail’in Hamas üyesi diye herkesi doğrudan hedef aldığı gerçekliği, şuursuzluğu ortadayken…
***
Yani bugüne kadar Gazze’deki katliamı durdurma, ateşkes taleplerini hep veto eden, hatta Filistin’in BM’ye tam üyeliğini engelleyen ABD’nin bu kez rehine şartına bağlı geçici de olsa bir ateşkesi dillendiriyor, hatta bu yönde ciddi bir çaba sarf ediyor gibi görünmesi anlamlı ancak daha çok da tedirgin edici… Zira ateşkesle ilgili açıklamalar hep ABD’den geliyor, onlarda da kalıcı ateşkesi, barışı hedefleyen tek bir emare yok. Yine ABD’nin, insani yardım amaçlı diye yutturmaya çalıştığı Gazze’de yaptığı iskelenin gerçekten buna dönük mü yoksa İsrail’in hedeflediği tahliyeler için mi kullanılacağı koca bir soru işareti… Biden’in gerçekten insani yardım gibi bir niyeti, vicdanı olsaydı, yardım için bekleyen TIR’lara Amerikan bayrağı çektirip çoktan bunu yapardı, kimsenin de gıkı çıkmazdı. Belli ki ABD ve İsrail ayrı gibi durup, algı yaratıp birlikte hareket ediyorlar, aynı kafadalar aslında. Kabarık kirli, sabıka sicilleriyle birbirlerinin kopyası, katliam ikizleri gibiler.